10 Haziran 2010 Perşembe

Alışveriş mi, kopuş mu?


Alışverişin en güzeli Güney uyurken yapılanıdır. Güney için çıkılan bir ayakkabı alışverişi bile olsa bu böyle... :)))

Orman ne güzel, ne güzel







9 Haziran 2010 Çarşamba

3 Haziran 2010 Perşembe

Onun arabası var

Kızlars, bu resim sizin için. Henüz dış mekan çekimi yapamadım ama buraların en sıkı bisikleti bizde. Tekrar teşekkürler...

Yorumsuz


Büyükada


Bu resmi koymamın sebebi son moda yürüyüşlerden birini paylaşmak. Ellerini arkada birleştiriyor ve öyle yürüyor. Resimdeki mekan büyükada aya yorgi yokuşu. Yokuşun sonunu getirebildik mi diye merak edenler: elbette hayır:(

Fenerbahçe Parkı






Bu da ev rutini


Dışardan eve girerken yaşanan itirazı kesen tek şey, elleri yıkama önerisi oluyor. Kurulan düzenek de yukarıdaki şekilde. Aynı düzenek sık sık suyla oynama bahanesiyle de kuruluyor tabiki de. Sonra ver elini öğle yemeği...

Her sabah aynı


Sabah 10.30'da dışarı çıkılır. O önde ben arkada mahalledeki bilimum esnaf dolaşılır, her dükkana girilir. Köşedeki kasap en iyi arkadaş; ona selam vermeden geçilmez. Elektrikçi, kuaför, bakkal, yemekçi Gönül Abla... Parkın yolu ezber halinde. Aynı köşeden dönülüp, aynı noktadan karşıya geçilir. Son olarak apartman girişindeki emekli savcının korumalarına selam çakılır. Sonra ver elini park. Aslında yoğun bir park sevgisi olduğunu söylenemez. Bazen yüzüne bile bakmadan pas geçtiği oluyor. Ama kumla oynamak (oynamak değilde yıkanmak denebilir) ve döner kaydırak favorilerden. Sadece diğer annelerin "ay bu daha şimdiden böyleyse biraz daha büyüyünce ne yapacak", "ay ne kadar hareketli maşallah (!)" söylemlerine kulak tıkamaya alışmak gerek:)))


28 Nisan 2010 Çarşamba

Telefon geldi

Buraya Güney Bey'in telefonla yaptıklarını yazacaktım. Ama gözüm bizimkinin ellerine takılınca hiçbir şey diyemedim!:)))

Bir pazar gezisi daha


Efendim burası Serkan'ların köydeki evini geçtikten sonra Değirmen Çayırı Köyü. Geçtiğimiz pazar, bir arkadaşların oradaki çifliğine cümbür cemaat gittik. Piknik, mangal, temiz hava, sakin bir pazar... İlk üçü gerçekleşti. Ama sonuncusunun olmaması için küçük bir neden vardı. Ne mi? İşte o "küçük neden" ve maceraları... Yukarıdaki resim maceranın ilk dakikaları. Hareketli bir günün öncesinde biraz enerji kazanmak lazım...


Isınma turları başlıyor. Önce etrafı kolaçan etmek lazım...

İşte son moda keyfim, suyla oynamak. İster çeşmeden akan temiz su olsun, ister içinde kurbağaların yüzdüğü çamurlu bir su. Ne de olsa kirlenmeye bir yerden başlamak lazım...


Yine su. Ama bu seferki suyu şu sarı şeylerle paylaşmak lazım...



Sallanmak ve yine sallanmak lazım...

Şapka takmanın iyi bir şey olmadığını diğerlerine anlatmak lazım...

Biraz dinlenelim. Çünkü şu pirzolalardan götürmek lazım...

Çiftliğin tüm imkanlarından faydalanmak lazım...

Bu köpek çok kendini beğenmiş. Orasını burasını sıkıştırarak, kuyruğunu çekip, karşısına geçip azarlayarak benimle ilgilenmesini sağlamam lazım...

Pasta da var. Bu fursatı kaçırmamak lazım...


Güneş batmak üzere, hava soğudu, yedik-içtik-uyumadık. Artık gitmek lazım...

15 Nisan 2010 Perşembe

Kadıköy-Taksim hattı


Sonunda otobüsümüz geldiii. Anneanneye, kardeşe ve arap oyuncak dünyasına teşekkür. Ben de içinde olursam uzun süre vakit geçiriyor. Yanlız kendisi başak burcu olduğu için kapısı açık kalmayacak, direksiyon kıvrık olmayacak, her şey yerli yerinde duracak ona göre!!

Bebek klasikleri

Herkes yaptı biz de eksik kalmayalım. Efendim bu bebeklerin klasik 'hadi bi güzel ol, şimdi bi de şaşkın ol, yerinde otur karpuz ol...' mimik oyunu. Bizimkinin topu topu 3 tane ol'u vardı. Bu onlardan 'mutlu' olanı. Şaşkın ve kızgın elimizde kalmadı, yeni bitti:(

Meyve de yerim, tahinli çörek de...

Akşam üstleri uykudan uyanınca bir çay düşkünlüğü var. Hele de 'çayın yanına bişeyler' de varsa deymeyin keyfine. Mevcut resimde tüm yüze yayılmış olan şey tahinli çörek. Ama saat 11 gibi de meyva saati var ki onu da kaçırmıyor. Bazen parkta ve ben ne ikram edersem, bazen de balkondaki torbalardan ne aşırırsa. Yani yine bir açık büfe durumu var görüldüğü gibi...



Bizde televizyon ayakta izlenir !

Televizyon öyle oturarak yapılan bir eylem değildir. Açık büfede içki içer gibi hafif belini kıvırıp, önündeki masaya yaslanacaksın. Ne yiyorsan (genelde kuytuda kalmış ekmek kurusu(!)) aynen devam edeceksin ama ayaklarından biri yukarıda olacak:)...


Resim Ekle

Bir pazar gezisi-yoğurtçu parkı








26 Şubat 2010 Cuma

Ben de biraz kassam okur muyum acaba?


Bu aralar kalem kağıt çalışmalarına başladık. Çok zeki olduğu kesin de:) hangi elini kullanacağına karar verse daha iyi olacak:)))

Pencere önü çocukları 3

Bu pencerenin dili olsa da konuşsa. Aynı manzara, aynı mama sandalyesi, aynı poz... Tek fark 3 numaralı düdük makarnası.