
Efendim burası Serkan'ların köydeki evini geçtikten sonra Değirmen Çayırı Köyü. Geçtiğimiz pazar, bir arkadaşların oradaki çifliğine cümbür cemaat gittik. Piknik, mangal, temiz hava, sakin bir pazar... İlk üçü gerçekleşti. Ama sonuncusunun olmaması için küçük bir neden vardı. Ne mi? İşte o "küçük neden" ve maceraları... Yukarıdaki resim maceranın ilk dakikaları. Hareketli bir günün öncesinde biraz enerji kazanmak lazım...
Isınma turları başlıyor. Önce etrafı kolaçan etmek lazım...

İşte son moda keyfim, suyla oynamak. İster çeşmeden akan temiz su olsun, ister içinde
kurbağaların yüzdüğü çamurlu bir su. Ne de olsa kirlenmeye bir yerden başlamak lazım...

Yine su. Ama bu seferki suyu şu sarı şeylerle paylaşmak lazım...

Sallanmak ve yine sallanmak lazım...
Şapka takmanın iyi bir şey olmadığını diğerlerine anlatmak lazım...
Biraz dinlenelim. Çünkü şu pirzolalardan götürmek lazım...
Çiftliğin tüm imkanlarından faydalanmak lazım...
Bu köpek çok kendini beğenmiş. Orasını burasını sıkıştırarak, kuyruğunu çekip, karşısına geçip azarlayarak benimle ilgilenmesini sağlamam lazım...
Pasta da var. Bu fursatı kaçırmamak lazım...
Güneş batmak üzere, hava soğudu, yedik-içtik-uyumadık. Artık gitmek lazım...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder